Dalışla ilgili en önemli rahatsızlıklardan biri, basınçtaki değişimden kaynaklanır ki buna “barotravma” denir. Dalgıçlarda genelde ortak kulak boşluğu etkilenir.
Dalışla ilişkili temel rahatsızlıklar şu şekilde sınıflandırılabilir:
A) Barotravma: Orta kulak boşluğu ve paranazal sinüsler gibi vücuttaki gazla dolu alanların genişlemesi veya büzülmesinden kaynaklanır.
B) Dekompresyon Hastalığı (Keson Hastalığı veya insanların arasında bilinen adıyla Dalgıç Hastalığı ya da Vurgun): Çevredeki basınç aniden düştüğünde, çözünmüş azot gazının kana ve dokulara hızlı salınmasından kaynaklanır; hastalık, özellikle uzuvlarda ve eklemlerde vücut ağrısı olarak hissedilir fakat iç kulağı da etkileyebilir. İç kulağın etkilendiği durumlarda sağırlık ve sersemleme meydana gelebilir.
Dalışla Alakalı Kulak Problemleri
Önemli sayıda dalgıç dalışla alakalı olarak kulak burun ve boğaz (KBB) rahatsızlıkları yaşayabilir. Barotravma ve dekompresyon hastalığı dalış grupları arasındaki temel duyma kaybı nedenleri olarak görülürler.
Dış kulak yolu iltihabı (Eksternal Otit): Dörtyüz yirmi dokuz aktif ve deneyimli dalgıç üzerinde yapılan bir çalışma göstermiştir ki en sık görülen rahatsızlık dış kulak yolu iltihabıdır (%43,6). Dış kulak yolu iltihabının oluşumunu etkileyen faktörler şu şekilde belirtilmiştir: Lokal travma, dış kulak derisinin yağ miktarının azalması, yüksek nem ve değişken vücut sıcaklıkları ile en yaygın sorumlu mikroorganizma olan Pseudomonas Aeruginosa’ dır. Dalgıçların dış kulak kanallarında bakterilerin yaygınlaşması, helyum ile dalış koşullarıyla ilişkilendirilmiştir. Dış kulak kanalının normal florası ancak normal atmosferik koşullara dönüldükten 48 saat sonra normale döner.
Kulak kanalında ekzositoz: Dalgıçlarda dış işitme kanalında ekzositoz denilen çıkıntının sıklığı ve şiddeti fazladır. Kulak kanalı ekzositozları dalgıçların %26’sında bulunur ve bu çoğunluğu (%70) klinik olarak önemsizdir. Kulak kanalında darlığa ancak %10-20’si neden olur.
Orta kulak barotravması: Orta kulak boşluğu da dahil gaz dolu boşluklarıyla bir dalgıcın bedeni, sualtında yüksek basınca maruz kalır. Sualtı barotravmaları (halk arasında kulak sıkışması olarak da bilinir), dalgıçların kulaklarının bütün kısımlarını etkileyebilir. Su altına inerken kulak zarındaki basınçları dengeleyememenin sonucunda meydana gelir. Deniz seviyesinde basınç 1 atmosferdir (760 mm Hg). Her 10 metrede, sualtı basıncı 1 atmosfer artar. Dalgıçlar orta kulak basınçlarını, dalış sırasında valsalva manevrası yaparak arttırabilmelidirler; aksi takdirde barotravma meydana gelebilir. Çok ciddi olmayan orta kulak barotravmasında, vasküler sıkışmadan dolayı kulak zarında gerilme olabilir. Kulak zarı sadece 3-5 metre derinlikte veya ince ya da delik olduğunda daha sığ derinliklerde bile barotravma görülebilir. Orta kulak boşluğunda ortaya çıkan negatif basınç, iletim tipi duyma kaybına neden olabilir. Bunun nedeni orta kulak duvarındaki kılcal damarlardan sızan sıvı birikimidir. Orta kulak barotravması dalışın iniş ve çıkış safhalarında meydana gelebilir, ancak inerken barotravma daha sıktır ve beraberinde kulak kanaması veya kulak zarında yırtılma gelişebilir; ani başlangıçlı kulak ağrısı ve duyma kaybı belirtisini verir. Daha ciddi durumlarda, genelde de yüzeye çıkarken, orta kulak boşluğunda artan basınç, geri dönüşümlü yüz siniri zayıflığına neden olabilir, bu durum “fasiyal baroparezis” olarak bilinir.
Geçici vestibüler semptomlar dalışta yaygındır. Barotravma yüzünden uzun süreli baş dönmesi ve denge bozukluğu olabilir. Dalgıçlarda yapılan bir çalışmada baş dönmesi (%28), kulak çınlaması (%25), sersemlik (%14) ve dengesiz yürüme (%25) sıktır. Su altı basıncına çok fazla maruz kalmak bu belirtilerin oluşmasında önemli bir faktördür. İç kulak barotravması, iç kulağın yuvarlak pencere zarında yırtılmaya da neden olursa, bunun sonucunda sağırlık olabilir.
Kulak Problemleri/Ameliyatları Sonrası ve Tekrar Dalış
İç kulak barotravmasından sonra tekrar dalış zamanı, ilgili kulaktaki duyma yeteneğinin iyileşmesine bağlıdır. İç kulak dekompresyon hastalığından sonra, sağdan sola vasküler şant olasılığı, dalış tavsiye edilmeden önce incelenmelidir. Dalış, orta kulak ameliyatından (özellikle timpanoplasti) üç ay sonra orta kulak normal ventilasyonu sağlanmışsa, yeniden başlayabilir. Sinüs ameliyatından sonra, tekrar dalış izni belirtilmeden önce, gözetim altında bir test dalışı yapmak önerilir. İşitmeyi düzeltmek için kulak ameliyatı, orta kulak amplifikatörleri implantasyonu veya koklear implantları, paranazal sinüs operasyonundan sonra ve hatta kanal duvarından aşağı mastoidektomi yapıldıktan sonra, belli gereklilikler sağlandığı takdirde dalmak mümkündür. Orta kulakta üzengi ameliyatından sonra, tüplü dalış yapılıp yapılamayacağı tartışmalıdır, çünkü iç kulak barotravması riski vardır.
Dr. Nuran Kalekoğlu Erkalp